Hmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm!
Yazıyı güncelleme vakti…. 10 adımda zengin kızları anlatacaktık… Şöyle bir özet geçelim en güzeli…Gerçi, üstte derleme resmimden anlayacağınız gibi, susmamda gerekebilir arasıra.
Malum, resim anlatıyor herşeyi zaten…
Neyse işte, düzenleyeceğim dediğim gün 1000 tane can sıkıcı şey daha oldu yazasım da yok ama yazıyorum bakalım….
Zaten 2-0′dan 2-2′ye gelen maç sonrası çok kişiyi sildim engelledim… Hakettiler de neyse! Sonra, Yeditepe'de okuyan arkadaşların selam menzilinden de çıktık artık, Anadolu öğrencisine selam vermeleri.. haklılar abi.
Eskişehir nereeeee, İstanbul nereeeeeee…. Çok uzağız artık. (=
Not: Aslında yazdım yazdım ama sildim geri…
Çünkü siz zengin kızlar bu kadarına hazır değilsiniz……
Kısa maddeler verip, genel olarak ele alalım bu işi en iyisi.
"Ama okumadan önce birdaha düşünün. Saçmalık dolu aşağısı!"
Valla o değil de, yazımı beğenmezlerse şimdi, paraları ile satın alırlar sitemi görürsünüz haaaaa! Neyse, bu arkadaşlar için birinci öncelik mantık evliliğidir mesela. Konuya hayvan gibi de böyle girerim yani…. Şimdi, tahtasını düşürmüş ve bu yazıyı okuyan zengin hatunlar bunu görünce direk diyecekleri şudur; Ne Alakası VAR!!! Ahahhahahahah, çok alakası var da işte…. En basitinden şöyle bir düşününce, sizlerin alışveriş yapmanız veya boya küpü evrimi geçirmeniz, biz erkeklerin uydudan maç izlemesi kadar gereklidir. O top yuvarlanırken izleyeceğiz abi, kaçan golden sonra futbolcunun bacağına o küfürü edeceğiz! İşte böyle birşey sizin içinde bu…. Ve buradan başlamış olduk…… Alışveriş derken, sadece satın alırken kullandığınız şey olması da ayrı etkendir. Sadece alırken severler bunlar ha, sonra kullanmazlar bile. Öyle değişik birşeydir bu zengin hatunlar.
Sonra sonra, bu arkadaşlara kesinlikle trip yapamazsınız. %100 haklı olsanız da asla trip çekmezler. Neden? Çünkü güç onlardadır, para…. Çünkü sizi gözden çıkardıkları zaman kaybettikleri birşey olmaz, çünkü biz aslında yokuzdur… Yani, varız da onlar için hiç olmamışızdır…. Yeooğğğummm! Biliyorum, fakir ama gururlu arkadaşlar şuan bana sövmekteler ama gerçekler ucuzdur… Altın pahalı birşeydir, zengin hatunlar iticidir. Ne güzelde bağlantılar kuruyorum öyle baksanıza…… Siz siz olun, zengin kızlardan uzak durun!
Ayrıca bu arkadaşlar kuaföre gitmeden duramazlar mesela. 3.element kuafördür onlar için. Ama; Kuaföre gitmeden önce saatlerce saçlarını şekilden şekillere sokan yine bunlardır…. Eeeee, tabi bu da para ile.. Zengin hatun herzaman haklıdır! Hava, Su, Kuaför…. Olmazsa olmazdır. Bu tiplerle evlenirseniz eğer ev kirasından önce gelecektir bu ihtiyaç. Hayatım, istersen gece de sabahlayacağım farklı bir iş bulayım dersiniz…. Aaaaaa çok doğru aşkım! Ama haksızmıyım? Araba yerine taksiyle gidiyorum hayatım, hep seni düşündüğümden…. Öldürürler adamı yahu…. "Bizim orda birkaç tane evimiz var" diyenleri de çıkabilir… Severiz onları o ayrı da. Çıkar yani, mümkün… Yaşanmış olaydır.
Hmmmmmmmmmmmmmm… Aklıma gelmişken laf sokayım biraz daha, her madde (altın) bir isyeeeeaaaaNNNN! Tamam tamam, konuya dönüyorum hemen… Mesela, hangi erkek daha pahalı hediye almışsa ona evet diyenleri de tanıdık gibi…. Siz mesaj attığınız zaman cevap atmayı unutur mesela… Ama o telefonu zengin bir sevgiliden hediye almıştır… O kişiyle görüştüğü için, mesajlar hafif kalır tabi. Gezmelere gidildiği zamanlarda telefona bakılmaz. Çünkü bakmasını gerektirecek birşey yoktur, telefonu alan yanındadır falan filan. Zengin olmayan hatunlarda, zengin hediyeler alıyor ise, konumuzla alakalı bir hal alır zaten. Ki öyle de oluyor bakın…..
Siz sabahın 5′inde tatlı uykular dersiniz…. O arkadaş, gece atılmış "İyi Geceler" mesajına;" Teşekkür ederim, günaydın." der… Sizin "iyi uykular mesajınıza cevap gelmez. Çünkü, gece mesaj atan kişi telefonu alandır, kuaförlere arabası ile bırakandır, alışverişe gittiğinde kredi kartı ile ödeme yapan, kafe kafe gezdiğinde 50 lira bahşiş çakıp bir tarafını kaşıyan zengin züppedir. Siz sadece cevapsız bir mesaj olarak kalırsınız. Yok abi yok, zengin kızla, paralı hatunla olmaz bu işler, fakirlik adamın dötünü dişler.
O değil de, hele olurya böyle bir hatunla evli iseniz, of of offf bittiniz. En basit bir problemde yüzünüze vurulacak ilk şeydir. Seni ben adam ettim bile der yani…. Benim sayemde şu oldun bu oldun…
Bazıları aslında efendidir. Çok tatlıdır, sadece zengin diye ve bu önyargılarımızdan dolayı olmaz falan filandır… Ama onlarda hoşuna gitmeyen birşeyi yaptığınız an diğer yüzünü gösterir… Böyle, çirkefleşmek varya hani? İşte tam olarak o…. Söz verir verir, herşey yolundadır… Sizin için göze alacağı çok şey var sanırsınız. Birşey dersiniz, çıkar "başka birşey de" der…. Sonra olurya görüşmezsiniz falan, direk asla yapmam dediğini yapar, sen olmasan da sözüm söz deyip o an dönen tipler…. Hani birde, neyse neyse o da bir diğer madde olsun. Bizzat yaşanmıştır yani, totomdan uydurduğum şeyler değil asla.
En takıldığım konudur şu dekolte konusu mesela… Evleneceğim hatun hem fakir olmalı hemde insan gibi giyinmeyi becerebilmelidir. Ona buna biryerlerini gösteren hatun, herkesin ortak kullanıma hazır olduğu ortak ürün şeysidir. İşte öyle birşeyler. Açarda açar, söz verir ve görüşmeyi kestiğin an dekolte resimlerini heryerde günceller. Bu kadar hiçtir aslında ama kendi bilmez. Ona buna göstererek alçalmak, egolarını tatmin ederek kendini piç etmekten ibarettir. Verdiği sözü unutup, öç alma duyguları ile kendini pazarlar bir nevi… Tabi, zengin hatun = aptal hatun. Kafası bassa zaten böyle şeyler olmaz da, neyse! Yahu bu neyse benim kurtarıcım. Herşeyi söyledikten sonra söylememem gereken kısımlarda sallıyorum direk…. Severim seni "neyse"….
Ahhh ahh….. Şu zengin kızlar niye varlar ki…. Çok değer verdiğim bir arkadaşım vardı. Diğerleri gibi zor anlayan biriydi mesela… Gözünü kapattığında aynı yeri hayal edebilip, sözlerime değer veren, telefonuna işerim dediğimde "pislik" deyip aynı anda gülebildiğimiz. Hatta böyle kız bebişi olsun isteyen ve kendi kızımı benden çok sahipleneceğini düşündüğüm birisi…. Daha ne olsun ki… Gerçi benim küçük kızım annesini değil, babasını severdi…. Yani çocuğum yok da yani, olursa işte… Yani olsaydı off! Ama dedimya, zengindi. Haksızken bile asla tartışmaya dahi girmez,"trip çekmeyeceğimi biliyorsun değil mi?" derdi… Ayda bir görüşür sonra bir süre unuturduk. Sonra yine %100 haklıyken ne oldu? Ne olacak, tepkini merak ettim dedi, dedi ve gitti. Offffffffffffff offfff…. Haklı olmak neden her zaman kaybettirir ki?
Öyle işte, sakın zengin bir hatuna aşık falan olmayayım aman aman…. Hele 8 odalı evi olup, evlendiği zaman o evde yaşamak isteyenle…… Olmaz! Düşünüyorum da, sap gibi kalmış olmamın nedenleri varmış haaa…. Haksız da sayılmam değil mi? Sen benim hiçbirşeyimsin diyorum her maddeye tek tek… Bu devirde hatunlar için olması gereken tek şey paradır abi. Mal gibi hala aşık maşık ayağına dolaşanlar var. Yıl 2012 olmuş, hala aşk var diyenler var, onlar ayrı bir mal da… İşte, zoruna gitmesin şimdi kimsenin.
Eskiden ne güzeldi, kaybetmek zordu, zor bile değildi öyle bir ihtimal yoktu ki? Yıllarca vazgeçemezdin, yoktu öyle bir seçenek, düşüncesi bile yoktu ki seçeneği olsun… Bir kız zordu, söylemek zordu, düşünmek bile imkansızken hoşlandığını söylemek cinayet sebebiydi! Başlamışken buluşmak, sözleşmek, çağrı atmak…. Mesajlara yetecek paramız yokken daha mutluyduk biz…. Çaldırınca kazayla açmışsanız büyük suçtu….. Ev telefonundan konuşmak lüks sayılır, jeton ile o kısa sürede telefon sapıkları gibi sesini dinlemek, hatta konuşmayınca hakaret işittikten sonra telefonu kapattığınız anda jetonun geri düşmesi…… Hakaret bile tatlı gelmişken jetonla bir sapıklık daha yapabilmek… Hmmmmmmmmmmm… düşündüm de aslında iyisiniz ama, zor şeylere alışmışsınız. Biz ne yapalım…..
Ahh zengin hatunlar, hangi zengin piçi; Telekomun konuşma kartının üzerine kasetin şeritlerini uhuyla yapıştırıp, kart içindeki kontürü kopyalardı ha? Bunu düşünmek, uygulamak… Göze almak zordu. Eldeki kartta giderse alırdık birdaha zaten!.. Ama başarmışsan yeniden deneme şansın olurdu falan… Ama, evde annesi olmamalıydı… Yoksa hakaret işitmezdin ya da annesi açınca kapatmak zorunda kalırdın falan filan.. Eskiden daha mutluyduk. Fakir ama gururlu genci oynamakta çok toto bir durum. Ama öyle… Zengin kızlara toto lazım. Yani totoda kalın bir cüzdan…. Yoksa kısa süreli saçmalıklar olur, geçer gider… İyiyken iyi, düşüncelerinizin tersi bir durumda herşeyi silersiniz… Yok edersiniz. Demiştiniz ya hani, hayatımı yaşamak istiyorum diye….. Hah işte ondan. Yaşayın abi, zengin bir arkadaş bulup yaşayın. Dediğiniz gibi olsun, tıpkı öncekiler gibi. Her dediğinizin yapıldığı gibi. Tek fark, ben yokum. En azından ben yokum… Bu da benim avuntum mesela, zorunuza mı gitti? Paralı sevgiliniz köpeğiniz olsun cicişlerim… Şimdi bu yazdıklarım bile zorunuza gidecektir, ki gitsin de…. Bizim de zorumuza gidiyor işte.
Ne demiş Alper DEMİRCAN? Zengin hatunla olmaz abi, neden olmazı 10 madde halinde verdim gibi birşey işte. Olmadımı olmuyor. Şöyle bedava mesajlaşmak, ufak tefek hediyelerin mutlu edebileceği ve yalan konuşmayan….. Hani birde dekolteden uzak söz dinleyen, efendi uslu…. Offf farkettim! Bende çok şey istiyorum. Tamam işte, sustum, herkese hayatında başarılar dilerim. Ölün geberin, beni de bekleyin!
En azından gideceğimiz yer aynı…..
Hı? Efendim? Farklı bir yere gideceğinizi mi sanıyorsunuz?
Üzgünüm! Geberdiğimiz gibi, durumlar eşitlenecek.
Hatta bana 2 yaprak yeterken sizin 4 yaprağa ihtiyacınız olacak! (biliyorum azıcık pisliğim)
O zaman görürüm sizi, kefenin cebi yok.
Çok gıcık kaptım zengin hatunlara…. Umarım onlar da bana yeterince kapmıştır bu yazımdan sonra!
Bu saçmalıkları buraya kadar okumuşsanız eğer teşekkür ederim. Hepsi gerçektir…..
İlerde unutmamak adına kendi düşüncelerimi alperce yazdım. Fazla takılmayın bu sitede.
Hadi iyi geceler ya da iyi sabahlar….
Bırak ay gitsin sen kal bu gece…………! Kal ama, kalmadın işte…. Neyse….. 21/09/2012 saçmalığım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder