22 Şubat 2013 Cuma

Kamulaştırma

Kamulaştırma, kabaca özel mülkiyette bulunan bir taşınmaza devlet tarafından mülkiyet sahibinin rızası aranmaksızın el konulmasıdır. Kamulaştırmanın diğer adı ise istimlaktır. Devlet olmanın mantığı ve sosyal devlet olmanın gereği olarak devlet zorunlu durumlarda kamulaştırma yoluyla kişinin rızasına bakmadan kamunun yararı için taşınmaza el koyacaktır. Bu el koyma işlemi sonucunda ise mülkiyetini kaybeden özel hukuk kişisine taşınmazın değerine göre bir bedel ödeyecektir. Kamulaştırma Davası yapısı itibariyle çok kısa sürede sonuçlanamayacak dava türlerinden. Özellikle çalışılması düşünülen Avukatın daha önce kamulaştırma davalarına bakmış bir avukat olması kamulaştırma davası açan kişinin lehine olacaktır. Kamulaştırma davası devletin taşınmaza el koyma şekline göre farklı şekillerde açılmalıdır. Kamulaştırma davaları 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa tabi olarak görülecektir. Kamulaştırma Kanunu Avrupa Birliği uyum süreci dolayısıyla birçok değişikliğe uğramıştır. Avukatın değişiklikleri takip ederek kamulaştırma sürecini yönetmesi haklarınızın korunması için en faydalı yöntem olacaktır. Kamulaştırma işleminin 3 ana şartı mevcuttur. Birincisi kamulaştırmayı kamu gücüne sahip kurumlardan birinin yapması gerekmektedir. Kamu gücüne sahip olmayan kurumların kamulaştırma hakkı yoktur. Kamulaştırmanın ikinci şartı ise kamu yararı bulunmasıdır. Burada kamu yararı kavramı geniş yorumlanma riski ile karşı karşıya da olsa kamulaştırma yapacak kurumun kamulaştırma kararını verirken kamu yararını gözetmemesi kamulaştırma işleminin açılacak dava yoluyla iptaline neden olacaktır. Kamulaştırmanın üçüncü ana şartı ise kanun metninde açıkça geçtiği üzere kamulaştırma bedelinin peşin yada taksitler halinde ödenmiş veya ödenecek olması gerekmektedir. Kamulaştırma işleminin sonuçları ağır olduğundan kamu yararı bulunmadan yapılan bir kamulaştırma her zaman dava yoluyla iptal edilme riski ile karşı karşıyadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder